Geçtiğimiz günlerde farklı siyasi partiden bir arkadaşla sohbet ederken şunları söyledi:
“Abi bu CHP gerçekten ilginç parti, herkes sürekli eleştiriyor ve konuşuyor, grupçuluk, ekipçilik var. Sabah erken kalkan partide hak iddia ediyor. Gerçekten enteresan parti..”
Ne yazık ki CHP’de böyle bir hastalık var.
Ülkemiz de parti içi demokrasinin en çok olduğu CHP’de kantarın topuzunu kaçıranlar her dönem vardı ve bu gidişle var olmaya devam edecekler.
CHP’nin temel sıkıntısı Avrupa da ve dünyanın diğer gelişmiş demokrasilerindeki standartta sosyal demokrat parti olamayışıdır.
50 küsur yıldır ortanın solunda olduğu iddiasının ötesine yani sol tarafa bir türlü geçemiyor.
Bir tarafı mutlaka sağ siyasete bağımlı durumda.
Parti içi işleyiş kimi zaman kişi ve grupların etkisi altında kalıyor bundan dolayı tabanın tavana doğru irtibatında büyük kopmalar, iletişimsizlik meydana geliyor.
Örnek olarak, delege seçimi veya meclis üyesi adayı belirlenmesini ele alalım.
Normalde ön seçimle yapılması gerekirken atama ile gerçekleşen meclis üyesi adayları tabanın değil, partide köşe başlarını bir şekilde tutmuş kimilerinin isteğine göre şekilleniyor.
Kim ne derse desin bu böyledir.
Partinin ileri geleni ( ne demekse, neye göre ileriyse..?) istediği kişi veya kişiler listelerde yer buluyor, delege yazılıyor, il veya ilçe yönetimlerinde yer buluyor.
Al külahı ve takkeyi şeklinde ki bu işleyiş sonuçta parti içi demokrasiye darbe vuruyor.
Sonuç, kendi içinde çatışma ve kaotik bir durum yaşayan CHP doğal olarak enerjisini dışa yani partinin iktidar olmasına falan harcayamıyor.
Gebze genelinde baktığımızda da gidiş aynıdır.
Parti de ön seçim yerine atama ve bir takım kişilerin isteğine göre meclis üyesi adayları belirlenirse bu tabanda ters tepkiye neden oluyor ve olmaya da devam edecek.
OLMAYACAK ŞEYLER
Bu partinin eski gençlik kolları başkanı ve parti üyesi olarak benim şahsen beklentim şudur ki; CHP artık kendi içinde daha çok demokratik olurken, grupçuluk, bölgecilik, adamcılık ve mezhepçilik siyasetini çöpe atmalıdır.
Parti adına bir göreve talip olanların önce ideolojik netliği, bilgi ve birikimi, toplum içinde saygınlığını aranmalıdır.
Siyasi, ahlaki liyakat ön planda tutulmalıdır.
Solun tüm renklerine sahip çıkacak, özgürlük ve eşitlik, demokrasi mücadelesini koltuk ve makamlardan önde tutacak yeni isimler olmalıdır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263