banner280
Öne Çıkanlar AA 2019 6 kişi 2018 2 ölü

“2050'de denizlerde balıktan çok plastik atık olacak“

İSTANBUL (AA) - AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut, "Plastikler her yıl sayıları 100 bini aşan balina, yunus, deniz kaplumbağası ve 1 milyon deniz kuşunu öldürüyor. Bilim insanları 2050 yılında denizlerde balıktan çok plastik atığın olacağını söylüyor." ifadelerini kullandı.

Durgut, plastiğin doğaya verdiği zarara ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Plastiğin ilk olarak 1852 yılında keşfedildiğini hatırlatan Durgut, ilk üretimden itibaren, her yıl eklenen milyonlarca ton plastik atığın doğayı ciddi olarak tehdit ettiğini söyledi. Durgut, "Çünkü plastik bio-çözünür bir madde değildir. Başka bir deyişle doğa plastiği sindiremez, plastik çöpler doğada asla yok olmaz sadece küçülerek mikro plastiklere ayrılır. Yani bir kez kullanıp attığımız bu plastiklerden kurtulmak öyle kolay değildir." ifadelerini kullandı.

Mikro plastiklerin bir şekilde insan hayatına olumsuz olarak geri döndüğünü belirten Durgut, "Bu plastikler bazen ailemizle keyifle yediğimiz balığın içinde, bazen gönlümüz ferah içtiğimiz kaynak suda, bazen kimsenin ayak basmadığı bir kumsalda, mikro plastikler olarak bize geri dönüyor. Çünkü mikro plastiklerin dünyada ulaşmadığı, kirletmediği etmediği çok az yer ve çok az canlı kalmıştır." değerlendirmesini yaptı.

Kuzey kutbunda dahi mikro plastik bulunduğuna değinen Durgut, bu durumun bile sorunun boyutlarının ne kadar büyük olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Plastiklerden doğaya karışan toksik kimyasal maddelerin kanser, bebeğin fizik görüntüsündeki sorunlar olan doğumsal anomalilere neden olduğunu ifade eden Durgut, ayrıca bağışıklık sistemi bozukluklarına da sebep olduğunun altını çizdi. Durgut, "Bugün neredeyse bütün insanların kan ve dokularında bu toksik maddelerden bulunduğunu biliyoruz. Hatta anne karnındaki bebekler bile bu toksinlerden etkileniyor." dedi.

Plastik üretiminin günümüzde yıllık 335 milyon tonu aştığını belirten Durgut, "Bugüne kadar üretilen 8 milyar ton plastiğin en az yarısı atık olarak doğada bulunuyor. Bu, 4 milyar ton atık demek oluyor. 4 milyar ton plastiğin ne kadar yer kapladığını tasavvur edebilir misiniz? Avrupa kıtasından daha büyük bir alandan bahsediyoruz." ifadelerini kullandı.

Denizlerdeki plastik kirliliğinin neden olduğu diğer zararlara değinen Durgut, şunları kaydetti:

"Plastikler her yıl sayıları 100 bini aşan balina, yunus, deniz kaplumbağası ve 1 milyon deniz kuşunu öldürüyor. Buna rağmen yeryüzünün yaşam kaynağı okyanuslara her gün 8 milyona yakın yeni plastik çöp eklemeye devam ediyoruz. Bilim insanları 2050 yılında denizlerde balıktan çok plastik atığın olacağını söylüyor. Peki gelecek nesiller, çocuklarımız böyle bir dünyada yaşamayı hak ediyor mu?"

- "Organizasyonel inisiyatiflere ihtiyacımız var"

Plastikten tamamen arınmış bir hayatın da mümkün olmadığını dile getiren Durgut, şöyle devam etti:

"Plastiğin faydalı kullanım alanları modern hayatta yaşamsal öneme sahiptir. Problem olarak tartıştığımız konu, hiçbir yaşamsal değeri olmayan, tek kullanımlık, milyonlarca tonda sürekli üretilip doğaya atılan plastiklerdir. Mesela ortalama kullanım süresi 12 dakika olan ama doğada hiçbir zaman yok olmayan milyonlarca plastik poşet gibi.

Sadece Türkiye'de her yıl 30-35 milyar plastik poşet üretiliyor ve Türkiye'de bir kişi yılda ortalama 440 adet plastik poşet kullanıyor. Hiç düşünmeden yaptığımız ve normalleştirdiğimiz bu alışkanlıklardan artık dönmek gelecek nesillere borcumuzdur. Bunun için kişisel sorumluluk ve davranış değişimi çok önemli olsa da sadece birey temelli yaklaşımlarla her gün büyüyen bu çevre felaketiyle mücadele edemeyiz. Mücadelenin başarısı için, organizasyonel, yasal ve politik düzlemde inisiyatiflere ihtiyacımız var."

Plastik poşetlerin ücretlendirilmesine yönelik yapılan düzenlemenin, gelecek nesiller için çok büyük bir kazanım olduğunu belirten Durgut, "Bu düzenleme ile poşet kullanımında şimdiden yüzde 70'leri bulan bir düşüş yaşanmış olması doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu davranışın norm olarak yerleşebilmesi için biz politika yapıcıların çevre sağlığını siyaset üstü bir konu olarak değerlendirip güç birliği içinde çalışmamız gerektiğine inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263