2019-02-19 23:26:56

Dışarıda kalanlar

YÜKSEL ERCAN

yukselercanmedyagrup@gmail.com 19 Şubat 2019, 23:26

Dünya var oldu olalı insanoğlu var olan her alanda kazanmak adına olağanüstü bir mücadele veriyor, Hayatını daha rahat yaşamak, çevresinde bulunanları da rahatlatmak adına her imkanı değerlendiriyor, netice almaya çalışıyor.

Kabul etmek gerekir ki kazanmanın yada kaybetmenin en açık şekilde görüldüğü alan Siyasettir, Bir insan ticaret yaparken çok büyük paralar kazanabilir ancak kazandığı paraları görmenize imkan yoktur, yada bir insan var olan bütün servetini kaybedip mağdur olabilir ancak bu mağduriyeti de uzun yıllar saklayabilir en azından gözlerden saklayabilir.

Ticari hayatın aksine Siyasette ise kazanmak yada kaybetmek sadece bir gündür, Yıllar önce vatandaşın verdiği oylar ile bir ülkenin kaderinde söz sahibi olan bir siyasetçi yine bir Pazar günü açılan sandıklardan çıkan neticelere göre kendi kendine yaşayan bir sade vatandaş haline gelebilir.

Pek çok ülkede olduğu gibi bizim memlekette de kazananların yada kaybedenlerin en fazla görüldüğü zaman Yerel seçimlerin olduğu gündür, Genel seçimde neticede her siyasi partiye ait milletvekili adayları kazanıyor yada kaybediyor, Milletvekili sayısının azlığı da bu seçime katılanlar üzerinde bir deprem etkisi yaratmıyor.

Ancak yerel seçim gibi Belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin, İl genel meclis üyelerinin, Muhtarların, Muhtar azalarının seçildiği ve yüz binlerce insanı kapsayan bir değerlendirmede kaybedenler açsından tahribat daha belirgin bir şekilde hissediliyor.

Yerel seçimler öncesi herhangi bir siyasi partiye sempati duyan aday adayları o partiye gidip seçilebilmek için gerekli evrakları veriyor, sonra da mensubu bulunduğu siyasi partinin kendisini seçilebilecek bir sıralamadan aday göstermesini bekliyor.

Seçim sürecinin başlaması ile birlikte “Partim için ömrümü veririm, Bizim için sıralama önemli değil,mühim olan partimizin başarısıdır” diye dolaşan aday adayları bu söylemlerini adayların netleşeceği ana kadar devam ettirmeyi bir vatandaşlık borcu olarak kabul ediyorlar.

Bütün sıkıntı aday sıralamasının netleşmesi ile başlıyor, beklendikleri sıralamayı beğenmeyen aday adayı o güne kadar söylediklerini bir kenara bırakıp bazen gizli gizli bazen de aleni bir şekilde muhalefete başlıyor ve hakkının yendiği ile ilgili bin bir türlü tezvirat yapmaktan asla geri durmuyorlar.

Sözünü ettiğimiz bu sızlanmaları şu sıralarda en üst perdeden hepimiz duyuyoruz, Bu sızlanmaların birkaç gün daha süreceği biliniyor, İlk birkaç günün şaşkınlığını üzerinden atabilen partililerin bir kısmı “ Birkaç gün hırslandım ancak neticede parti bizim partimiz, dünya kadar başvur var, sıralama ise kısıtlı, Bu dönem bana sıra gelmedi, sabırla bekleyeyim ki bir daha ki dönem bana sıra gelsin” diye düşünüyor ve o andan itibaren partisinin çalışmalarına katılıyor.

Belli bir  kitle ise “Bu partide ne kadar beklersem bekleyeyim bana sıra gelmeyeceği belli,Türkiye’de çok sayıda parti var, zaten partilerin hepsi de birbirine benzemeye başladı, birkaç tur atayım belki benim ne kadar önemli birisi olduğumun farkına varan bir siyasi kurum buluruz” diye düşünüyor ve kendisini başka bir siyasi partide buluyor.

Yıllar yılı hiç değişmeden devam eden bu gelenek bir noktada insanların kazanma arzusundan kaynaklanıyor, yaşadığı bölgenin var olan sorunlarının çözümüne katkı sağlamak, birazda itibar görmek adına çıkılan siyaset yolunda başarılı olanların yanı sıra daha çok başarısız bir kitlenin olduğunu da hepimiz biliyoruz.

Bizim “Dışarıda kalanlar” olarak tanımladığımız ve binlerce kaybedeni bünyesinde barındıran bu kalabalıkların şimdi olduğu gibi bundan sonra da olacağını hepimiz biliyoruz.

Ne zamana kadar.? sorusun cevabının da “Siyaset zenginleşme aracı olmaktan çıkıncaya kadar” olduğunu hepimizin bildiği bir dünyada siyaseti zenginleşme aracı olmaktan kurtardığımız an siyasette kaybedenlerin yada dışarıda kalanlarında olabildiğince azalacağını daha şimdiden görüyoruz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.