Emperyalizm, kapitalizm, kökten dinci, aşırı sağ-sol vs...
Yukarıda sıralanan tüm unsurlar ne yazık ki, tüm dünyada kandan beslenen ve ölümsüzlüğün vampirlerdir. Kan öyle bir “Afyon” ki, içtikçe üreyen köklenen ve dal budak salan bir virüs.

Bu vampirler o kadar acımasız , o kadar iğrenç ki ne din, ne iman, ne milliyet, ne cinsiyet, ne de yaş dinlemiyor.
Gün geçmiyor ki bir terör haberi duymayalım. Gün geçmiyor ki bir şehit haberi almayalım. Kalleş terör örgütleri asgari müştereklerde çok ta kolay ortaklaşabiliyorlar.

Hatta dönüşümlü ve nöbetleşe eylemlerle artık masum halkı, savunmasız çoluk çocuğu katledebiliyorlar. Özellikle devleti hedef alan bu emperyal vampirler, içimizdeki taşeron maşalar aracılığıyla önce polisi, sonra askeri unsurlarımızı zayıflatarak ülkeyi işgale kalkışmıştır. Devlet yöneticilerini ekarte edemeyince, muhalefete saldırmaya başladılar.
Onlarca şehit kanıyla yoğrularak kurulmuş olan bu devlet, bu cumhuriyet kolay yıkılmayacak kadar güçlüdür. Çünkü, 1914’ten itibaren haince, yurt içindeki işbirlikçileri vasıtasıyla bu ülkeyi yok etmeye çalıştılar ve hala da bu emelleri devam etmektedir.

Ancak, o dönemde ortaya çıkan Sarı saçlı mavi gözlü bir kahramanın öncülüğünde ve dahiyane fikirleri sayesinde küllerinden yeniden bir vatan yaratılmıştır.

Tam da bu nedenle bu ülke, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kaldığı sürece, Atatürk felsefesinden kopmadığı sürece hiç bir güç tarafından yıkılamayacaktır.

Ancak, mutlaka ve mutlaka içimizdeki hainlerden, emperyal vampirlerin işbirlikçilerinden tez zamanda kurtulmamız gerekmektedir.

Rahmetli İsmet İnönü ‘ nün dediği gibi “Hiçbir ülke yoktur ki kendi içinde bizimki kadar çok hain yetiştirmiş olsun. “ İşte bu tespit günümüzde de halen geçerliliğini korumaktadır. Bu nedenle de ülkemizde sınırsız bir Milli mutabakat sağlanmalı ve sürdürülmelidir. Hatta ve hatta belki toplumun her kesiminin temsil edilebileceği bir Milli Mutabakat Hükümeti kurulabilir. Bundan amaç ta, ülkede şu an yakalanmış bulunan uzlaşı ve hoşgörü ortamının devam edebilmesi ve hain terörün güç birliğiyle üstesinden gelinebilmesidir.
Ülkenin ve cumhuriyetin kuruluşunu yapmış bir siyasi partinin terör örgütlerince hedef alınması bence bir tesadüf değildir.

Gayet bilinçli ve planlı yapılan bir terör eylemidir. Bundan kasıt ta, muhalefeti susturmak, korkutmak ve de halkın üzerinde bir olumsuz etki bırakarak, iç çatışmanın fitilini ateşleme olabilir. Demokrasiyi geliştirmek bu olumsuzlukların panzehiri olabilir.

Ancak demokrasinin gelişmesi de etkili demokrat kadroların oluşmasında mümkün kılınabilir.

Son zamanlarda söylendiği üzere devlette liyakat önde olmalı. Belli bir zümre ya da kesimin kontrolünden kurtarılması, eşitlikçi ve özgürlükçü bir anlayışın hakim kılınmasıyla mümkün olacaktır. Ayrıca ülkenin demokratik kurumu olan Millet Meclisinin işletilmesi, darbe ve terör meclis tarafından en ince ayrıntısına ve en uç noktasına kadar araştırılmalıdır.
Artık her terör eyleminden sonra, lanet okuma ya da kınama açıklamaları yerine bu hain girişimlerin kafası kökünden koparılmalıdır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aldığı radikal kararlar gibi kararlar alınmalıdır.

Çünkü, asıl vampiri yok edemeyeceğimiz göre, bu vampirin kolları ve bacaklarının bedeninden koparılması gerekmektedir.

Ülkenin Kurucu Siyasi iradesine yapılan hain saldırıyı kınıyor, Genel Başkana ve yaralılarımıza geçmiş olsun diyor, şehidimize de Allah’tan rahmet diliyorum.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263