Öğretmen olma hayali ile yıllarını tüketmiş gençlerin mesleklerine kavuşmak için ne zor badireleri atlamak zorunda kaldıkları herkesçe bilinir.

KPPS + Mülakaatı geçmek, bu adaylar için adeta dünyadaki mesleki sırat hükmünde.

Bu sırattan geçemeyenlerin ise halen öğretmen olma istekleri varsa ya 'ücretli öğretmenliğe' ya da 'özel okullara' başvurma seçenekleri kalıyor.

Eskiden özel okulda çalışmak devlet okulunda çalışmaktan daha havalı gelirdi birçok kişiye. 'Özelde çalışıyorsa kim bilir ne kadar alıyordur' diye dedikoduları bile yapılırdı.

Oysa şimdi özelde çalışan bir öğretmen devlet okuluna kadrolu olarak atanacak olsa, bütün arkadaşları ve tanıdıkları tarafından tebrik edilir. Büyük ikramiyeyi kazanmış muamelesi görür adeta.

Peki neden? Öğretmenler neden özel okuldan kurtulmaya çalışıyor?

Bunun en önemli sebebi tahmin edilebileceği gibi ekonomik sosyal güvence.

Sözde, Milli Eğitim Bakanlığı'nın güvencesi altında istihdam edilen özel okul öğretmenleri, çoğu zaman yasal haklarını alamadıkları halde seslerini de duyuramazlar. Çünkü örgütlü değiller. Çünkü sendikaları yok.

Kamuda çalışan eğitim çalışanların menfaatlerini korumak için kurulan sendikalar ise bu konuya ne yazık ki duyarsız. Onların eylem ve icraatları birer siyasi parti memur kollarından öteye geçemiyor. Ücretli öğretmenler ve özel okul öğretmenlerini, onlara aidat sağlamadıkları için meslektaştan bile saymıyorlar.

Halen mevcut 5580 sayılı yasaya göre, özel okulda çalışan öğretmenlerin iş sözleşmeleri, göreve başlama ve ayrılma işlemleri Milli Eğitimin denetimi altında yapılıyor.

Aynı yasa bu öğretmenlere 'sosyal haklar' adı altında senede bir ödenen 'eğitime hazırlık ödeneği' ile 'aile ve çocuk yardımının' da devlet memuru olan meslektaşlarıyla aynı şekilde ödenmesini güvence altına alıyor.

Ancak bu konuda takip ve denetim yetersiz.

İşin ilginç tarafı aile ve çocuk yardımı ödenmesini şart koşan yasa, özel okulda çalıştırılacak öğretmene verilecek maaşa karışmamış.

Haliyle özel yasa ile maaş düzenlemesi yapılmayınca, binlerce öğretmen asgari ücretle çalışmak durumunda kalabiliyor.

Üstelik bu düşük ücreti de çoğu zaman gününde alamıyor.Yine de asgari ücretle çalışmaya hazır binlerce öğretmenin varlığı da ayrı bir gerçek.

Diyeceksiniz ki özel okul patronları çok mu insafsız ki, durum böyle oluyor.

Elbette ki her toplum kesiminde insafsızlar ve vicdansızlar eksik olmaz. Ancak her ay yeni bir özel okul iflası haberi duyuyorsak işin iç yüzü biraz farklı olabilir.

Zira öğretmene vermesi gereken ücretin bir kısmını alıkoyan patronun teorikte daha çok zengin olması ve batmaması gerekirken neden kepenk kapatıyor?

Astronomik ücretlerle öğrenci alan tuzu kuru semt okulları dışındaki bir çok özel okul sanıldığı gibi para kazanamıyor.

Gelir gider dengesini tutturabilmeleri ve para kazanabilmeleri için sürekli bir yerlerden kısmaları gerekiyor. Bu yer de genellikle çalışanın bordrosu oluyor.

Çaresi var mıdır diyeceksiniz. Olabilir tabi ki;

Bir kere Milli Eğitim Bakanlığının, tepeden taşra memuruna kadar özel okulların, onların bir rakibi olmadığını, tam aksine devletin asli görevini üstlenen birer paydaş olduğunu bellemeli,

•On binlerce öğrenciyi barındıran ve eğiten özel okulların, öğretmen maaşlarıyla, donatım malzemeleriyle, elektrik, su, doğalgaz faturasıyla, SGK pirimi ile, vergisi ile devlet bütçesine katkı sağlayan kurumlar olduğunu görmeli,

•Üvey evlat muamelesi yapmamalı.

•Yerine göre, özel okulun bulunduğu sosyo-kültürel çevreyi de dikkate alarak mali desteklerle teşvik etmeli.

•Bir taraftan da, atanamayan öğretmenlerin devlete olan sosyal baskısını azaltmak ve özel okulda çalışma imkanı bulan öğretmenlerin memnuniyetini sağlamak için acilen önlem almalıdır.

•Bu tedbirleri elbette sağlam bir yasal düzenlemeyle yapmalıdır. Çıkarılması düşünülen Öğretmenlik Meslek Kanunuyla, özel okulculuğu teşvik etmesi ve özel okulda çalışan öğretmenlerin ekonomik ve sosyal haklarını kesin bir güvence altına alınmasını sağlamalıdır.

•Öğretmenlik mesleği için yeni bir asgari ücret belirlenmeli ve uygulanırlığı sıkıca denetlenmelidir.

•İster kamuda ücretli öğretmen olsun, ister özel okul öğretmeni olsun hiçbir öğretmenin devlet okulunda çalışan emsalinin altında ücret almamalıdır.

Kısacası çocuklarımızı emanet ettiğimiz tüm öğretmenlerden kim işini iyi yapıyorsa aynı değeri görmeli ve öğretmenler arasındaki sınıfsal ayırım ortadan kalkmalıdır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263