UNUTULANLAR DIŞINDA BAŞKA BİR ŞEY YOK
BAYRAĞIMIN DALGALANDIĞI HER YERE GİDERİM DEDİLER.
BAYRAĞA SARILI TABUTLAR İÇİNDE DÖNDÜLER.
Ülke çıksın diye dardan
Candan geçtiler candan
Ana baba evlat yardan
Geçip geçip gittiler
Kimi taze bebekliler
Sakın unutmayın sakın....

Şehit Öğretmen Yasemin Tekin’in Hikâyesi;
Görev yeri, Türkiye’nin doğusunda, Bitlis’in Ahlat ilçesine bağlı küçük bir köydü: Düzköy Erikli. Birçoklarının gitmek istemediği, unutulmuş bir yer… Ama Yasemin için o köydeki her çocuk, bir dünya demekti. Çünkü o, sadece ders anlatmak için değil; umut olmak, ışık olmak için gitmişti o dağların ardına.
Eşi Bayram Tekin de bir öğretmendi. Aynı okulda çalışıyorlardı. Birlikte, kalemle karanlığı yenen iki nefer gibi… Ve o karanlığa inat, ışık saçıyorlardı. Küçük kızları Betül, henüz üç yaşındaydı. Ve Yasemin öğretmen, bir çocuk daha bekliyordu. Sekiz aylık hamileydi.
25 Ekim 1993… Kalemlerin, defterlerin, çiçek gibi dizilmiş öğrencilerin sesinin yerini, s*l*h sesleri aldı.
Yasemin, eşi Bayram ve küçük kızları Betül, evlerinin içinde acımasızca şehit edildiler. Bir anne, bir eş, bir öğretmen ve doğmamış bir bebek…

Şehit Öğretmen Hüseyin Aydemir'in Hikâyesi;
Kırşehirli Öğretmen Hüseyin Aydemir'in hayali olan mesleğini icra etmek üzere 1986 yılında ilk görev yeri olan Batman Gercüş'e bağlı Aydınca Köyü'ne atandı. Hüseyin öğretmenin, okulunun önündeki direğe çektiği Türk bayrağı PKK'lı teröristleri rahatsız etti. Teröristlerin tehditlerine rağmen Türk bayrağını indirmeyen Hüseyin öğretmen, 11 Mart 1988'de, 26 yaşındayken bölücü hainler tarafından bayrak direğine asılarak şehit edildi. Ailesi kadar köylülerin de kalbinde derin yaralar bırakan Hüseyin öğretmeni, öğrencileri hiç unutmadı. Öğretmeni şehit olduğunda 7 yaşında olan Hayreddin Acar, 32 yıl sonra Hüseyin Aydemir'in Kırşehir'deki ablası Fatma Aydemir'e ulaştı.

Şehit Öğretmen Necmettin Yılmaz'ın 'in Hikâyesi;
Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyünde doğup büyüyen, ilkokulu da burada okuyan öğretmen Yılmaz, geçtiğimiz Ekim ayında atandığı Şanlıurfa’nın Siverek ilçesine bağlı Çifçibaşı köyünde sınıf öğretmeni olarak görev yapıyordu.
Okulların kapanmasının ardından ata toprağına kavuşmak için aracıyla yola çıkan Yılmaz’ın önü Tunceli-Pülümür karayolunda kesilmiş, aracı yakılmış ve o günden beri kayıptı. 27 gün sonra cenazesine Pülümür deresinde ulaşıldı.

Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın’ın Hikayesi
9 Haziran 2017 tarihinde öğrencilere karnelerini dağıttıktan sonra arkadaşlarıyla arabaya binip beş kişi yola çıktılar. İlçe merkezindeki bir yan yolda kaçırdığı takside bekleyen PKK'li saldırgan, önündeki yoldan Belediye Başkanı Veysi Işık’a ait araç geçerken uzun namlulu silahla araca ateş açtı. Makam aracı manevra yapıp kaçsa da saldırgan ateşi kesmeyip aracın arkasından ateş etmeye devam etti. Yalçın, bu saldırı sırasında olay yerine yakındı ve kurşunlardan bazıları ona isabet etti. Olaydan hemen sonra ağır yaralı olarak kaldırıldığı Kozluk Devlet Hastanesi'nde öldü. Cenazesi doğum yeri olan Osmancık'a getirilip defnedildi

Şehit Öğretmen Neşe Alten’in Hikayesi
Neşe Alten, daha 22 yaşındaydı.
Eğitim fakültesinden yeni mezun olmuş ve aynı yıl Diyarbakır’ın, Bismil ilçesi, Çavuşlu Köyü ilkokuluna ataması yapılmıştı.
Ailesi onu göndermek istemiyordu ama Neşe öğretmen ısrar etti ve
“BAYRAĞIMIN DALGALANDIĞI HER YERE GİDERİM” dedi.
Ailesi vazgeçiremeyeceğini anlayınca babası onunla beraber yola çıktı.
Okul harabe, sıralar kırık dökük, duvarlar yıllardır boyanmamıştı.
Neşe öğretmen köy muhtarını ve köyün ileri gelenlerini topladı, yardım istedi. Baktı ki yanaşmıyorlar,
“Masrafları ben maaşımdan karşılayacağım, siz sadece bana duvarcı, boyacı, camcı, marangozcu ustalar bulun” dedi.
10 gün geceli gündüzlü çalıştı ve okulu açtı. Masrafları 3 maaşına mal olacaktı.
Tarih 26 Ekim 1993’ü gösteriyordu. Öğretmenliğinin 25. günüydü. Daha 22 yaşındaydı.
Akşam eve gelmiş, yorgundu. Babasına sofrayı hazırladı.
Sofrada sadece yoğurt, ekmek ve sivri biber vardı.
Aniden kapı çaldı. Babası, “Kim o?” der ve dışarıdan “Açın, köydeniz. Neşe öğretmene bir şey soracağız.” derler.
Kapı açılır ve karşılarında silahlı teröristler.
İçlerinden Türkçe konuşan biri, babasına sertçe bir tokat atar ve
“T.C.’nin hiç bir öğretmenini Kürdistan’a sokmayız.” der.
Babası ayağa kalkar araya girer,
“Beni öldürün, kızımın bir suçu yok, o daha çok genç.” der.
Arkadaki teröristlerden biri silahını çeker, Neşe öğretmenin yanındaki babasını oracıkta öldürür.
Teröristler, Neşe Alten öğretmeni saçlarından sürükleyerek köyün dışına kadar götürürler.
Neşe öğretmenin feryadına yardım çığlığına kimse gelmez.
Sol göğsüne 5, sağ göğsüne 5 mermi sıkıp orada ŞEHİT EDERLER.