Biz kendimizi bildik bileli mevsimler İlkbahar-Yaz-Sonbahar-Kış şeklinde tanımlanırdı, hoş şimdilerde kağıt üzerinde yine dört mevsim var ancak hepimiz biliyoruz ki artık İlkbahar ve sonbahar mevsimleri nerede ise ortadan kalktı kalkıyor, hal böyle olunca da Yaz ve kış mevsimi ile baş başa kalmış durumdayız.

Kabul etmek gerekir ki adına “Küresel ısınma” denilen felaket her geçen gün tüm insanlığı biraz daha fazla tedirgin edecek durumda ilerliyor, biz koltuğumuza yaslanıp buzullardaki erimeyi televizyonlardaki belgesel kuşağında “ vay be “ diye seyretsek te sözünü ettiğimiz “küresel ısınma” yavaş yavaş mevsimleri değiştirip duruyor.

Temmuz ayının tam ortasındayız, son iki gündür hava tahmin edilenden daha da sıcak, hiç kimsenin bırakın evi evdeki odadan bile dışarıya adım atacak niyeti de yok dermanı da yok.

01 Temmuz itibarı ile Pandemi ile ilgili kurallar olabildiğince gevşetilince nerede ise iki yıldır evlerde adata hapis hayatı yaşayan yurdum insanı kendisini önce en yakınındaki yeşil alanlara atıp salgın dolayısı ile tadını unuttuğu mangal ateşini birbiri ardına yakmaya başladı.

Son dönemlerde sahiller zaten tıklım tıklım “biraz rahatlayalım rahat nefes alalım” diye düşünen kim varsa kendisini sahil şeridine atmakta gecikmedi.

Bir süredir “Kurban bayramı tatili kaç gün olacak” sorusuna büyük bir merakla cevap bulmak isteyen vatandaşlar için “Tatil 9 gün” açıklaması yapılınca geçtiğimiz Cuma günü itibarı ile adeta Türkiye yer değiştirmeye başladı.

Geçtiğimiz Cuma gününden beri Özellikle Marmara bölgesi gece gündüz demeden boşalmaya ve Marmara bölgesini terk etmeye çalışıyor, Belli bir çoğunluk Anadolu’ya eş dost-anne baba ziyareti için yollara düşmüş olsa bile asıl akın Akdeniz ve Ege bölgelerine oluyor.

Son bir haftadır biz Muğla’ya olan tatil göçünü takip ediyoruz, Geçen hafta başı itibarı ile o bölgeden gelen haber ve fotoğraflara baktığımızda araç sürücülerinin ilçe merkezlerine ulaşmak adına Muğla şehir girişinde büyük kuyruklar oluşturduklarına şahit olduk.

Ege ve Akdeniz bölgelerindeki yerel yöneticiler bu amasız göçü büyük bir şaşkınlık ve endişe ile izledikten sonra “Allah’ını seven bu tarafa gelmesin başka yerlere gitsin, yerleşim merkezlerimizin nüfusu olması gerekenin 15-20 katı oldu, biz bu ağırlığı kaldıramayız “diye feveran etmeye başladılar.

Tabi hepimizin tahmin edebileceği gibi bu çağrılara kulak asan yok, yukarıda da belirttiğimiz gibi mevsim değişikliği ve küresel ısınma dolayısı ile var olan aşırı sıcaklık yüzünden nerede ise nefes almanın bile mümkün olmadığı bir süreçte herkes kendisini denize-havuza atmanın derdinde.

Biz bu yazdıklarımız aşağı yukarı her bayram öncesi yaşanan görüntüler, Kurban kesme alışkanlığının her geçen gün azalması, normalde 3-4 gün olsa kimsenin yerinden ayrılmayacağı bir noktada tatillerin artık en az 9 gün olması ister istemez şehirleri boşaltıyor ve Türkiye nüfusunun yer değiştirmesine vesile oluyor.

İnsanımız artık hayatını dört değil iki mevsime göre yani Yaz ve Kış mevsimlerine göre dizayn ediyor, Çok değil birkaç yıl sonra insanımızın tatil alışkanlığının nasıl değiştiği ile ilgili var olan görüşmeleri bire bir yaşayacağız ama alışacağız.

Dünya değişirken biz nasıl  aynı yerde duracağız ki.?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263