Hayat bir şekilde devam ediyor yaşayanlar için… Her yeni gün her insan için yeni bir başlangıçtır ve yeni gelişmelere gebe bir gündür… Aslında  sabah çok erken kalkmak lazım. Erken kalkabilmek için de erken yatmak gerekir. Ancak nerdeeee… Kim uyuyor buna? Pek kimse değil… ne demişler eskiler: “ Güneşi üstüne doğdurtmayacaksın. Her zaman güneşten önce kalkacaksın!” diye.

Eskiler eskiler… Eski yaşanan olaylardan insan ders çıkarsa hiç sıkıntı olmaz. En azından bir kıssadan hisse çıkartır insanoğlu…

Aç kalan tilki bir sabah kümesin kapısına gelerek horoza seslenir:

“Haydi gel beraber bir sabah namazı kılalım!” diye…

Horoz:

“Olur” demiş, “ben de zaten namaza hazırlanıyordum.” Kümesin yanı başında uyuklayan kocaman çoban köpeğini göstererek- “Hele bizim imamı uyandır, hemen geliyorum.”

Uyuyan iri çoban köpeğini gören tilki arkasına bakmadan kaçamaya başlamış…

Horoz ardından seslenmiş:

“Nereye gidiyorsun, namaza gelmeyecek misin?” diye sorunca tilki homurdanarak cevap vermiş:

“Abdestim bozuldu tazelemeye gidiyorum…”

 Kıssadan hisse ara sıra, hele hele her gün değişik gündemle karşı karşıya kaldığımız şu fani dünyada  abdest tazelemekte yarar vardır derim…

***

Hazır hikâye Neyzen’den açılmışken devam edelim:

Neyzen Tevfik’in sert, aksi, kavgacı bir komşusu varmış. Zavallı karısının ise bu geçimsiz ve aksi adamdan çekmediği kalmamış. Bir gün konuşurken komşusu:

“Bizim hanımı dişçiye götüreceğim” demiş. Dün gülerken gördüm ki ön dişi çürümüş!”

Neyzen inanmamış:

“Yalan söylüyorsun!”

“Niçin yalan söyleyecekmişim?”

Uzun zamandan beri bu şirret adama bir ders vermeyi tasarlayan Neyzen, fırsatı nimet bilip taşı gediğine  koyar:

“Seninle yaşayan insanın yüzü güler mi hiç?!”

***

Gazeteci çiftçiye sorar: “Bu inekler ortalama kaç litre süt verir?

Çiftçi: Hangisi, beyazı mı siyahı mı?

Gazeteci: Beyazı!

Çiftçi: 10 lt.

Gazetci: Peki siyahı?

Çiftçi: 10 lt.

Gazeteci: Peki neyle besliyorsunuz bunları ?

Çiftçi: Hangisini, beyazı mı siyahı mı?

Gazeteci: Beyazı!

Çiftçi: Otla besliyorum.

Gazeteci: Peki siyahı?

Çiftçi: Onu da otla besliyorum!

Gazeteci iyice dellenir, neden sürekli hangisi hangisi diye soruyorsun, zaten cevaplar aynı !

Çiftçi: Çünkü siyah olan benim de ondan!

Gazeteci: Haaaa! Peki beyaz olan?

Çiftçi: O da benim…

Hayat böyle bol bol zaman harcayarak geçiyor işte…

 Bir gün bakmışsınız ki ömür bitmiş…

Dünya hali derken yazımızı  yine Neyzen’in dünya ahengi anlayışı ile tamamlayalım:

Neyzen Tevfik yine kafayı çekmiş yolda gidiyormuş. Yolda bunu gören ahbaplarından birisi sormuş:

“Nasılsın Üstad? Hayatından memnun musun?”

Neyzen:

“Gayet memnunum” der. “Dünya dönüyor, bende dönüyorum… Büyük bir ahenk içinde gidiyoruz. İnşallah ahengimiz bozulmaz…”

 İnşallah diyoruz bizde inşallah…

 SAĞLICAKLA KALIN!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263