Şu sıralar yıllardır sahibi olduğumuz yayın kuruluşlarında günlük olarak yazdığımız yazlıların belli bir kısmının yer alacağı kitap çalışmamızın olduğunu çevremizde bulunan büyük bir çoğunluk biliyor.

Yayınevinin çıkacak kitap ile ilgili hazırladığı kapak ile ilgili dostlarımıza “hangisi olmalı” diye sorduğumuz soru ile ilgili gelen yorumları okuduğumuzda yanımızdaki arkadaşlarımıza “-kitap kapağı ile ilgili gelen yorumları yazsak 250-300 sahifelik bir kitap olacak” dediğimizi hatırlıyoruz.

Bu süreç ile ilgili nasıl hareket edeceğimizi düşünürken çok sevdiğimiz bir belediye başkanı aradı ,selam kelam faslından sonra “-abi ben zaten senin yazılarını hiç aksatmadan okuyorum ve çok beğeniyorum, köşe yazılarını kitap yapma fikrini de çok sevdim, ancak senin yazıların bir kitaba sığacak gibi değil, eğer ikinci kitap yazarsan ismi mutlaka “Eskimeyen yazılar” olmalı” dedi.

Belediye başkanı kardeşimizin ikinci kitap ile ilgili “Eskimeyen yazılar” isminin ne kadar uygun olup olmadığını düşünürken aslında bir taraftan 1988 yılından itibaren yazdığımız yazılara diğer taraftan da sınırları içerisinde yaşadığımız ülkeye baktığımızda kitabın isminden bağımsız “Eskimeyen yazılar, Değişmeyen Türkiye” şeklinde bir tanımlamanın tamda uygun olacağı fikrinde karar kaldık.

Türkiye’nin 1989 yılından içerisinde bulunduğumuz 2023 yılına kadar olan zaman dilimi içerisinde yaşadıklarına baktığımızda gerçekten hiç siyaset yapmadan “dünya nerede biz neredeyiz.?” diye kendi kendimize sormadan edemiyoruz.

Türkiye 1989 yılında da enflasyon belası ile uğraşıyordu bugünde uğraşıyor.

Türkiye 1989 yılında da yüksek faiz ile uğraşıyordu bugünde uğraşıyor.

Türkiye’de 1989 yılında da türban konusu vardı bugünde türban konusu var.

Türkiye’de 1989 yılında da YÖK ile ilgili sıkıntı vardı bugünde var.

Türkiye 1989 yılında da AB’ye girmeyi düşünüyordu bugünde aynı sıkıntı devam ediyor.

Türkiye’de 1989 yılında da hayat pahalılığı vardı bugünde hayat pahalılığı vardı.

Türkiye’de 1989 yılında da memur maaşları –emekli maaşları sorundu bugünde sorun.

Aradan geçen bunca yıla rağmen halen daha geçmiş yıllarda var olan sorunları tartışıyorsak bir gazetecinin bir yazarında aynı sorunları yazması ve o sorunlara çözüm bulacak öneriler sunması son derece  normal olsa gerek.

Hepimiz biliriz ki hayatımızı zorlaştıran sorunlar çözüldüğünde artık o sorunlar yazılmaz hatırlanmaz, konuşulmaz.

Demek ki 1989 yılından bu güne kadar geçen 24 yıllık zaman dilimi içerisinde değişen fazla bir şey olmamış ki bizim yazılarımızı okuyanlar da “-Yeni bir kitap yazacaksanız ismi “Eskimeyen yazılar” olsun” önerisinde bulunuyorlar.

Biz 35 yıl öncesinin sorunlarını elbette ki bu sütunlara taşımak istemeyiz ancak aradan geçen onca yıl içerisinde nerede ise iktidara gelmeyen siyasi görüş kalmamasına rağmen aynı sorunlar ile boğuşmamız tarihin bir tecellisi olsa gerek.

Bu yüzden yazılar eskimiyor

Bu yüzden 30 yıl önce yazdığımız yazı sanki bugün yazılmış gibi kabul görüyor.

Keşke yazılar eskise..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263