07 ekim sabahından beri İsrail güvenlik kuvvetleri insanlık elinde bulundurduğu silah ve ekonomi gücü ile Filistin’de bulunan silahsız insanlara çoluk-çocuk-yaşlı-genç-erkek-bayan demeden ölüm yağdırıyor.

Yıllar yılı bu saldırıyı belli aralıklarla gerçekleştiren İsrail bu kez var olan tüm gücünü başta ABD ve İngiltere olmak üzere tüm emperyalist güçleri de arkasına alarak bölgede ölüm kusuyor.

İsrail’in bu pervasız saldırısı ile ilgili olarak bölgedeki Arap devletlerinin nasıl bir davranış içerisine girdiklerini bilmiyoruz ancak bizim ülkemizde de yıllardır eli kanlı İsrail’in her saldırısından sonra Filistin’de meydana gelen kayıplardan sonra hiç kaçırmadan yaptığımız üç şey var birisi kınama ikincisi gıyabi cenaze namazları üçüncüsü de ne işe yaradığını anlayamadığımız protesto mitingleri.

Eli kanlı İsrail’in saldırıları sonrasında artık ezberlediğimiz İsrail’e beddua seanslarının bu zamana kadar hiçbir işe yaramadığı bundan sonrada bir derde deva olmayacağı çok net bir şekilde görülüyor.

Belki bizim yazacağımız çözüm önerilerinin de de bir gerçekliği ve geçerliliği de kalmadı zira bizim gibi eli kalem tutan, söyleyecek söz olan kim varsa taraflı tarafız herkes “artık dua yetmez İsrail’e karşı kendisinin anlayacağı dilden konuşmak gerek” fikrinde birleşiyorlar.

Elbette İsrail’in sadece İsrail’den ibaret olmadığını hepimiz biliyoruz, Daha Saldırı başlar başlamaz ABD’nin iki savaş gemisini bölgeye gönderdiğini Batı ülkelerindeki pek çok liderin İsrail’e destek vermek adına birbiri ardına İsrail’i ziyaret ettiklerini de gördüğümüzde işin boyutları da aşağı yukarı ortaya çıkıyor.

Bu kadar toz duman arasında iş dönüp dolaşıyor “Batı başta kendi güvenliğini sağlayacak teknoloji olmak üzere kendi ülkesindeki insanların hayatını kolaylaştıracak gelişmelere imza atarken biz nerede kaldık.?” sorusuna kilitleniyor.

İçerisinde bulunduğumuz bu çıkmazı “400 milyon islam ülkesi dokuz milyonluk İsrail’in hakkından gelemiyor” kolaycılığı ile örtmek hiç birimize bir şey kazandırmaz zira karşı karşıya kaldığımız bu çaresizlik nüfus ile değil sadece teknoloji ve gelişmişlik ile ilgilidir.

Bugünlerde caddede sokakta kime denk gelsek “-Yüksel bey o çok övündüğümüz ve Azerbaycan’a gönderdiğimiz İHA’ları , SİHA’ları neden İsrail’e karşı kullanılmak amacı ile bölgeye göndermiyoruz.?” sorusunu yöneltiyorlar.

Bize bu ve benzeri soruları yönetenlere saatlerce İsrail’in kendi güvenliğini sağlamak adına nasıl olağanüstü teknolojiler geliştirdiğini , kendi güvenliği için geliştirdiği bu güvenlik teknolojilerini dünyanın pek çok ülkesine sattıklarını da anlatıp duruyoruz.

Dünya’da “Haydut devletlerin” sonlanmayacağı gerçeği var, bugün İsrail’in yaptığı insanlık dışı davranışları yarın başka bir ülke yapacaktır, İşte tüm mesele bizim bu haydut devletlere karşı bundan sonraki yıllarda kendimizi nasıl koruyacağımız ile ilgilidir.

Söz konusu haydut devletlere karşı koyabilmemiz için yapmamız gereken tek iş batı ülkeleri ile aramızdaki çok büyük teknolojik süreci kapatmamızdır, Güvenliğimiz ile ilgili tüm silahları aldığımız ülkeler gibi teknolojik silah yapmaktan başka bir çaremiz olmadığını düşünüyoruz.

Dua iyidir ama neticeyi teknoloji ve o teknoloji vesilesi ile ortaya çıkan silahlar alıyor.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263