Bizim profesyonel gazetecilik hayatımız 1988 yılı ile başlar, O tarihten içerisinde bulunduğumuz ana kadar geçen 35 yıllık zaman dilimi içerisinde hiç durmadan yazdık, yazdık, yazdık.

Toplum bilimciler gazetecileri” tarihin tanığı” olarak değerlendirirler, Herhangi bir yerleşim merkezinde gazeteciliği meslek olarak kabul eden kim varsa yaşadığı zaman zarfında o bölgede meydana gelen olayları kronolojik bir sıra dahilinde topluma aktarmanın mücadelesini verir.

Ülkenin herhangi bir yerleşim merkezinde gazetecilik yapan bir haberci o bölgede görev yapan belediye başkanlarını, valileri, kaymakamları, Milletvekillerini ve yönetim ile ilgili kim varsa tamamını bir şekilde o bölgenin insanları ile tanıştırır durur.

Bizde nerede ise hayatımızın son kırk yılını Kocaeli’nde geçirmiş bir gazeteci olarak yaşadığımız bölgede olup bitenleri gün be gün kamuoyu ile paylaştık bir nevi kamu görevi yapmış olduk.

Gazetecilik mesleği çerçevesinde geçen 35 yıllık zaman dilimi içerisinde köşe yazısı yazmadığımız gün nerede ise yok gibidir, kendi yayın kuruluşlarımız dışında “lütfen bize de yazarmısınız.”ricasında bulunan çok sayıda yayın kuruluşuna katkı sunduğumuzu hemen herkes bilir.

Geçtiğimiz aylarda Anayurt yayıncılık sahibi dostumuz Mustafa Anayurtlu”-Bu kadar birikim ve köşe yazısı bir kenarda kalmasın senin köşe yazılarını kitap haline getirelim” teklifini getirdikten kısa bir zaman sonra “tamamdır” cevabını verdik.

35 yıldır köşe yazısı yazan ve hayata kendi köşesinden bakan bir yazar olarak çıkacak kitabın isminin de “Köşedeki hayat” olması zaten kaçınılmazdı, İsim konusunu aşınca geriye kitap ile ilgili alınması gereken izinler kaldı ki o işlemlerde kısa bir süre sonra çözüme ulaştırıldı.

Kitapta yer alacak köşe yazıları ile ilgili olarak gazeteci kardeşim Yılmaz Dalgalan’ın günler geceler boyu nasıl kılı kırk yararak kontroller yaptığını bizim matbuat aleminin “tashih” dediği düzeltmeleri tane tane hayata geçirmesi ise başlı başına bir yazı konusu.

Kapak tasarımı, arka kapak yazısı, ISBN numarasının alınması derken kendimizi bir anda Kocaeli kitap fuarında naif bir dinleyici kitlesinin önünde aslında hepimizin hayatını anlatan medya sürecini anlatırken bulduk.

Diyeceğimiz odur ki aslında “Köşedeki hayat” kitabı bir noktada geçmişten bugüne bir köprü olarak aradaki olayları kronolojik olarak anlatan bir belge olarak tanımlanabilir.

Kitap fuarında dostlarımıza geçmişten günümüze medya tarihini anlattıktan sonra bizi yalnız bırakmayan yüzlerce dostumuza “Köşedeki hayat” isimli kitabımızı imzalayarak hediye ettik.

İnsan hayatında belli dönemler vardır, Askere gitmek gibi, evlenmek gibi, çocuk sahibi olmak gibi, emekli olmak gibi, Böyle bir noktada galiba bir kitap sahibi olmakta aslında yeni bir dönemin başlangıcı olarak hemen yanı başımızda duruyor.

Kitap yolculuğumuz bundan sonrada devam edecek, “Köşedeki hayat” isimli kitabın imza günü de bize olan muhteşem ilgi, dostlarımızın bizim bu mutlu günümüze şahitlik etmek için çok uzak bölgelerden gelmesi bizim için ayrı bir mutluluk.

Köşeden bakmaya, Hayatı yaşadığımız köşeden değerlendirmeye devam edeceğiz.

Temennimiz kötülükten çok iyilikler ile karşılaşmak.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263