Son derece yoğun ve yorucu bir seçim dönemi geçirdik, Uzun süren bir yorucu dönem sonunda okullarında kapanması ile birlikte bizimde kendimize göre olağanüstü olarak gördüğümüz çalışma temposuna kısa bir mola vermenin vaktinin geldiğine kanaat getirdik.

Bizim memlekette henüz tatil anlayışının tam olarak yerli yerine oturduğunu söylemek zor dolayısı ile pek çoğumuz için tatil haziran ve eylül ayları içerisinde ekonomik şartların verdiği imkan nispetinde deniz ve kumdan oluşan bilemediniz en fazla on günlük tatildir.

Biz son on yıldır tatil için daha çok Ege bölgesini tercih edenlerdeniz, Her ne kadar konaklama ile ilgili rakamlar geçtiğimiz yıla göre yüzde yüzden fazla zam görmüş olsa bile biraz pazarlık biraz süre kısaltma metodu ile yola düşmekten başka bir çare kalmıyor.

Bizde aracımızın son bakımını tamamlayıp tatil ile ilgili gerekli eşyaları tamamladıktan sonra sabah saatlerinde direksiyon başına geçip Ege bölgesine doğru yol almaya başladık.

Normal şartlarda standartların üzerinde olan otoyollarda daha rahat bir sürüş imkanı varken yaş farkı olmaksızın şımarık ve aceleci sürücülerin makas atma sevdası yüzünden sebep oldukları ölümcül kazalar dolayısı ile otoyollarda bile kılı kırk yarar şekilde araç kullanma durumu hasıl oldu.

Bizim insanımızın trafikte sol şeridi kapatıp şartlar ne olursa olsun arkadan gelene yol vermeme gibi bir nezaketsizliği var, Normal şartlarda orta şeride geçse hiçbir sorun yaşanmayacak ancak arkadan gelen araçların artık çaresiz kaldıkları anlarda selektör yapmaları sonucu “-sen kimsin ki bana selektör yapıyorsun.?” diye başlayan ve cinayete kadar giden tartışmalar aşağı yukarı her akşam haber kanallarında görülüyor.

Akaryakıt istasyonlarında araçların hangi tür yakıt alacakları ve yoğun trafik dolayısı ile pompalara hangi ölçüde yanaşacakları belli, Ancak normal şartlarda 2-3 aracın yanaşacağı bir yere tek başına park eden sonrada istasyondaki markette dalıp kahve içen kendi aracını unutan bu davranışı ile saç baş yoldurtan sürücüye “-Yahu arkadaş hiç böyle olur mu.?” dediğinizde alınacak cevap “ne var kardeşim beş dakika işimiz vardı” olacaktır.

Trafikte seyrederken ön taraftaki araç sürücüsü tarafından atılan ve sizin aracınızın camı açık olduğu takdirde aracınızın içine düşecek sigara izmariti, Yine öndeki araçtan savrulan Kola kutusu, Pet su kabı, Cam su şişesi, cam soda şişesinin de her an aracınızın ön camında patlayacağını asla ve asla unutmamanız lazım.

Tatil için anlaştığınız alana gelirken “İnşallah tatili zehir edecek kadar gürültü çıkaran, avaz avaz bağıran, henüz 3-4 yaşındaki çocuklarına yüzme öğreteceğim diye suya atar atmaz kıyametin kopacağı kitleler ile karşılaşmayız” diye bildiğiniz bütün duaları okuyorsunuz.

Havuzda sigara içen, kalan izmariti de havuzun içine yada yanına atan, Havuz başına istediği yiyecekleri çoğu kez havuzun içerisine deviren, “Havuza atlamak yasaktır “tabelalarına rağmen var kuvveti ile havuza atlayan tatilcileri artık her tarafta görmek mümkün.

Sabah kahvaltısı, öğlen ve akşam yemeklerinde ki “eğer geç kalırsam yemek bitecek” endişesi ile başlatılan mücadele, Normal olarak 3-4 kişinin doyacağı yemekleri “doymayacağım aç kalacağım” düşüncesi ile stoklayan, Gün içerisinde tatil beldelerinin ikramlarını bir “yağmacı” edası ile toparlayan çok sayıda misafir gördük.

Gün içerisinde görevlinin hiç durmadan  “ havuza ve havuz kenarlarına çöp atmadığınız için teşekkür ederiz” ikazına rağmen çöpleri gelişigüzel ortalığa saçan tatilcileri artık herkes biliyor.

Anlatmaya çalıştığımız bu nezaketsizlikleri kendilerine hayat felsefesi yapan kendisinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, bu tür alanların tüm misafirlere ait olduğunu anlamakta zorluk çeken çok ciddi bir kitle orta yerde dolaşıp duruyor.

Bizim ilkokula başladığımız yıllarda “Hal ve gidiş” ile başlayan “Yurttaşlık bilgisi” ile devam eden dersler vardı,

Ancak gelinen noktada insanı insan yapan toplum içerisinde bir beyefendi gibi davranmayı öğreten derslerden eser kalmamış olmalı ki nezaketsizliğin zirve yaptığı bir kitle ile karşı karşıya kaldık.

Bu nezaketsizliğin ne zaman son bulacağı ile ilgili de inanın en ufak bir umudumuz kalmadı.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263